Kasten Yaralama Suçu TCK-86,87,88
- Av. Batuhan PALA
- 6 Nis
- 12 dakikada okunur

Kasten Yaralama Suçu Nedir
Kasten yaralama, en basit tanımıyla bir kimseye acı verme, sağlığını veya algılama yeteneğini bozma sonucunu doğuran her türlü kasten eylemdir. Türk Ceza Kanunu’nun 86, 87 ve 88. maddelerinde bu suçun farklı görünümleri ve cezaları detaylı şekilde düzenlenmiştir. Gündelik hayatta kavga, darp veya aile içi şiddet gibi olaylar sonucunda sıkça karşımıza çıkan kasten yaralama suçu, mağdurların sağlığını, beden bütünlüğünü ve vücut dokunulmazlığını korumayı amaçlayan önemli bir suç tipidir. Kasten yaralama suçu TCK 86. maddedeki basit ve nitelikli yaralama halleri, TCK 87. maddedeki neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama ve TCK 88. maddedeki ihmali davranışla yaralama hükümleri üç madde şeklinde ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Kanun, “Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi”yi kasten yaralama suçundan sorumlu tutmaktadır. Örneğin, failin mağdura sadece acı vermesi bile bu suçu oluşturur; mağdurun herhangi bir yara izi veya kalıcı hasar almasına gerek yoktur.
Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar kişinin beden dokunulmazlığıdır. Burada kişinin sadece fiziki sağlığı değil ruhsal sağlığı da korunmaktadır.
Yapılan bir eylemin bu suçu oluşturabilmesi için:
Vücuda acı vermek suretiyle: Kişinin bedeninde herhangi bir şekilde acı verme yoluyla işlenebilmektedir. Örneğin; tokat atmak, yumruklamak, tekmelemek, itip düşürmek, saç çekmek, bir cisimle vurmak, bıçakla yaralamak.
Sağlığının bozulması suretiyle: Kişinin ruhsal ve bedensel sağlığının sağlığının fail tarafından yapılan bir eylem sonucu bozulmasını ifade etmektedir. Bu eylem sonucu suç meydana gelmesi için kişinin sağlığının bozulmasının kalıcı olmasına gerek yoktur. Geçici suretle de kişinin sağlığı bozulursa bu suç meydana gelir. Örneğin hasta bir kişinin kasten sağlıklı bir kişiye hastalığını bulaştırması, yemeğine zehir ilaç katmak, birini bilerek hasta edecek şartlara maruz bırakmak.
Algılama yeteneğinin bozulması suretiyle: Mağdurun ruhsal durumunun değişerek sağlıklı düşünme, anlama ve davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin ortadan kalkmasına yol açması halinde bu suç meydana gelmektedir.
Madde | TCK 86 |
1. | Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. |
2. | Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz. |
3. | Kasten yaralama suçunun; a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı, b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) Silahla, f) Canavarca hisle, işlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır. |
Madde | TCK 87 |
1. | Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, b) Konuşmasında sürekli zorluğa, c) Yüzünde sabit ize, d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına, neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz. |
2. | Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz. |
3. | Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır. |
4. | Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. |
Madde | TCK 88 |
1. | Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur. |
Kasten Yaralama Suçu Hangi Hareketlerle İşlenir
Kasten yaralama suçu serbest haraketli bir suç olup acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü eylem yoluyla işlenebilmektedir.
Örnek olarak:
Bir kişinin sinirlenip karşısındakine yumruk atması.
Tartışma sırasında birini itip yere düşürmek ve onun başını çarpmasına neden olmak.
Kızgınlıkla birisine sandalye fırlatmak ve kolunun kırılmasına yol açmak.
Kıskançlık nedeniyle eski sevgilisini bıçakla elinden yaralamak.
Trafikte tartıştığı sürücünün yüzüne taşla vurmak.
Bir öğrencinin okulda başka bir öğrenciyi tekmeleyerek kemik kırığına neden olması.
Kalabalık bir ortamda, kasti olarak bir kişiye dirsek atmak ve burnunu kırmak.
Kavga sırasında rakibin göz altına sert cisimle vurup morluk oluşturmak.
Aile içi tartışmada kardeşini tokatlayarak yüzünde şişlik ve morluklara neden olmak.
TCK 86/1 – Basit Kasten Yaralama Suçunun Temel Hali
TCK 86. maddenin 1. fıkrası, kasten yaralama suçunun temel halini düzenler. Yukarıda bahsedilen tanıma uyan her türlü kasten yaralama fiili, eğer kanunda belirtilen daha ağır veya daha hafif bir kategoriye girmiyorsa, 86/1 kapsamındadır. TCK 86/1’e göre bu suçu işleyen kişi “bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası” ile cezalandırılır Yani basit kasten yaralama suçunun ceza aralığı 1 – 3 yıl hapistir.
Bu temel halde, suçun oluşması için mağdurun ciddi bir şekilde yaralanması şart değildir; vücuduna acı verilmesi bile yeterlidir. Örnek Olay: Bir tartışma sırasında A, karşı tarafa sinirlenerek yumruk atmış ve mağdur B’nin yüzünde morarma ve şişlik oluşmuştur. B, hastaneye gidip darp raporu aldığında, hekimin raporunda yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek olsun. Bu durumda A’nın eylemi TCK 86/1 kapsamındaki basit kasten yaralama suçudur ve Savcılık tarafından B’nin şikâyeti olmasa bile resen soruşturma başlatabilir.
Şikâyet gereği: TCK 86/1’de düzenlenen bu temel yaralama suçu, takibi şikâyete bağlı değildir. Cumhuriyet Savcıları tarafından resen soruşturulur ve kovuşturulur. Temel haliyle kasten yaralama suçu, kamu davasına tabi bir suç olup, toplum düzenini ilgilendirir.
Cezanın ertelenmesi veya adli para cezasına çevrilmesi: 86/1 kapsamında hükmedilen ceza, suçun koşullarına göre hakim tarafından alt sınır 1 yıl civarında belirlenirse, bazı hallerde hapis cezası ertelenebilir veya paraya çevrilebilir.
TCK 86/2 – Basit Tıbbi Müdahale ile Giderilebilecek Yaralama
TCK 86. maddenin 2. fıkrası, kasten yaralama suçunun daha az cezayı gerektiren hafif halini düzenlemektedir. Kanun metnine göre: “Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” Bu hüküm, vücuda verilen zararın çok hafif olduğu ve basit bir tıbbi müdahale ile iyileştirilebildiği durumlarda uygulanır. Buradaki ceza aralığı, normalde 1-3 yıl olan hapis cezasının altında, 4 ay ila 1 yıl hapis veya alternatif olarak adli para cezası şeklindedir. Kadına Karşı Yaralama: 86/2 fıkrasına Mayıs 2022’de eklenen cümleyle, suçun kadına karşı işlenmesi halinde verilecek cezanın alt sınırı 6 aydan az olamaz.
TCK 86/2’nin şikâyete tabi bir suçtur. Yani yaralama çok hafif ve basit bir müdahale ile giderilebilecek düzeyde ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır. Mağdur şikâyetçi olmazsa fail yargılanmaz; şikâyetçi olduktan sonra da, dilerse daha sonra şikâyetinden vazgeçebilir.
Mağdurun şikâyet süresi, olayı ve faili öğrenmesinden itibaren 6 ay olup bu süre içinde şikâyet edilmezse bir daha aynı fiilden dolayı şikâyet hakkı düşer.
Örneğin, komşusuyla kavga eden bir kişinin kolunda ufak bir çürük oluşmuş ve doktor bunun ayakta basit pansumanla halledilebileceğini rapor etmişse, bu basit tıbbi müdahale ile giderilebilir yaralama sayılır. Mağdur 6 ay içinde şikâyette bulunmazsa fail ceza almaz; şikâyetçi olup sonradan vazgeçerse de dava düşer.
Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralanma kavramı tıbbi bir değerlendirmeyi içerir. Yasa gerekçesine göre, bu değerlendirmenin tıp biliminin verilerine göre yapılması gerekir.
Uygulamada, örneğin birkaç gün istirahat gerektiren hafif yaralar genellikle bu kapsama girer. Örnek Olay: Küçük bir tartışmada C, mağdur D’nin yüzüne bir tokat atmış ve D’nin dudağı patlamıştır. Hastane raporunda yaralanma yüzeysel olup basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir yazılmıştır. Bu durumda suç TCK 86/2 kapsamındadır.
Uzlaşma: Basit yaralama suçunun bu en hafif şekli, uzlaşmaya tabidir. Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, eğer taraflar uzlaşmayı kabul ederse dosya savcılık veya mahkeme tarafından uzlaştırma bürosuna gönderilir. Uzlaşma sağlanamazsa yargılama normal şekilde devam eder. Dikkat: Yaralamanın nitelikli halleri (aşağıda 86/3 ve 87’de belirtilen ağır durumlar) uzlaşma kapsamında değildir, yalnızca bu hafif halde uzlaşma mümkündür.
TCK 86/3 – Kasten Yaralama Suçunun Nitelikli Halleri
TCK 86. maddenin 3. fıkrası, kasten yaralama suçunun daha vahim kabul edilen ve bu nedenle cezasını artıran nitelikli hallerini sıralamaktadır. Bu haller, suçun belirli kişilere karşı veya belirli araçlarla işlenmesi gibi durumlardır. TCK 86/3’e göre kasten yaralama suçunun şu durumlarda işlenmesi cezayı ağırlaştırır:
Yakın akrabaya karşı: Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı işlenmesi.
Kendini savunamayacak kişiye karşı: Bedensel veya ruhsal bakımdan kendini savunamayacak durumda olan kişiye karşı işlenmesi. (Örneğin engelli, yaşlı, hasta , uyuyan veya baygın bir kişiye karşı)
Kamu görevi nedeniyle: Kişinin yaptığı kamu görevi nedeniyle saldırıya uğraması. (Örneğin bir doktorun, öğretmenin, polis memurunun görevini yapması sırasında)
Nüfuz kötüye kullanılarak: Kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle yaralama. (Örneğin bir polis memurunun, resmi yetkisini aşarak bir vatandaşı dövmesi; bir öğretmenin öğrencisine otoritesini kötüye kullanarak vurması)
Silahla: Silah kullanarak yaralama. (Buradaki “silah” kavramı sadece tabanca, bıçak gibi klasik silahları değil; sopa, taş, şişe, kemer gibi TCK m.6’da tarif edilen şekilde silah sayılan aletleri de içerir. Örneğin Yargıtay, kemerin silahtan sayılacağını belirtmiştir.)
Canavarca hisle: Canavarca hisle, yani insanlıktan çıkmış bir vahşet duygusuyla, acı çektirerek suçun işlenmesi. (Örneğin aşırı derecede eziyet ederek, vahşice darp eylemleri)
Bu nitelikli hallerden herhangi birinin varlığı, failin cezasını artırmaktadır. Kanuna göre, (a)-(e) bentlerindeki hallerde ceza yarı oranında artırılır, (f) bendindeki canavarca hisle durumunda ise ceza bir kat artırılır. Bu artırımlar, suçun temel cezası belirlendikten sonra uygulanır. Ayrıca şikâyet aranmaz: Bu bentlerin varlığı halinde suç, şikâyete bağlı olmaksızın Cumhuriyet Savcıları tarafından resen soruşturulur ve kovuşturulur. Örneğin fail kardeşini bıçakla yaralamışsa (hem akrabalık, hem silah nitelikli hal), mağdur şikâyet etmese bile resen soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Birden fazla nitelikli hal birleşirse: Aynı olayda birden çok nitelikli hal bir arada bulunabilir. Örneğin fail, hem kardeşine karşı hem de silahla yaralama suçu işlemişse, iki ağırlaştırıcı sebep vardır. Kanun metninde her bir bent için ayrı ayrı ceza artırımı yapılacağı yazmamakla birlikte, Yargıtay içtihatları bu durumda daha yüksek bir ceza tayin edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.
TCK 87 – Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu
TCK 87. madde, kasten yaralama fiili sonucunda meydana gelebilecek daha ağır neticeler için özel cezai düzenlemeler getirmektedir. Fail başta yalnızca yaralama kastıyla hareket etse bile, eğer mağdurun durumu beklenenden daha ağır sonuçlanmışsa, fail sonuçlarına göre daha ağır cezayla sorumlu tutulur. Bu hükümlere uygulamada "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" denir. Maddenin her fıkrası farklı bir ağır neticeyi ve buna bağlı ceza artışını ele alır:
TCK 87/1 – Kısmen Kalıcı Hasar, Hayati Tehlike veya Erken Doğum
TCK 87/1 fıkrası, yaralama fiili şu neticelere neden olmuşsa uygulanır:
Mağdurun duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması (örneğin yaralama sonucu bir gözün görme yetisinin azalması, bir elin gücünün kalıcı olarak düşmesi),
Konuşmada sürekli zorluk çekmesi (örneğin darbe nedeniyle kalıcı kekemelik, konuşma bozukluğu oluşması),
Yüzünde sabit iz kalması (yara izi, çizik izi, belirgin bir skar gibi),
Yaşamını tehlikeye sokan bir durum oluşması (yaralama nedeniyle hayati tehlike geçirmesi, örneğin iç organ hasarıyla yoğun bakımda kalması),
Gebe bir kadına karşı işlenip çocuğun vaktinden önce doğmasına neden olunması (hamile kadına saldırı sonucu erken doğum meydana gelmesi).
Bu neticelerden biri meydana gelirse, failin cezası bir kat artırılır. Kanun ayrıca bir asgari sınır öngörmüştür: Verilecek ceza, eğer suç 86/1 kapsamındaysa en az 3 yıl; 86/3 kapsamındaysa en az 5 yıl olmalıdır. Yani mağdurun organında kalıcı zayıflama gibi bir sonuç varsa, fail hiçbir şekilde 3 yıldan az hapis alamaz (nitelikli halleri varsa 5 yıldan az olamaz). Bu kural, cezanın artırılmış haline alt sınır getirmektedir.
Örnek Olay: Sanık E ile mağdur F arasında çıkan kavgada, E mağdurun kafasına sert bir cisimle vurmuş ve mağdur F hayati tehlike geçirecek biçimde beyin kanaması geçirmiştir. Doktor raporunda “hayati tehlike mevcuttur” ibaresi yer almıştır. Bu durumda E’nin fiili TCK 87/1-d kapsamına girer (mağdurun yaşamını tehlikeye sokan durum). E, eğer basit halden yargılansaydı örneğin 2 yıl ceza alacak idiyse, cezası bir kat artırılarak 4 yıla çıkacaktır. Mağdurun şikâyetine bakılmaksızın kamu davası yürür; bu gibi ağır neticelerde uzlaşma da söz konusu değildir.
TCK 87/2 – Çok Ağır (Hayati veya Organ Kaybı) Neticeler
TCK 87/2 fıkrası, yaralama fiili şu daha vahim sonuçlara yol açtığında devreye girer:
Mağdurun iyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesi (örneğin kalıcı felç hali, komadan çıkamama),
Duyu veya organlarından birinin işlevini tamamen yitirmesi (örneğin gözünün tamamen kör olması, bacağının kopması),
Konuşma veya çocuk yapma (üreme) yeteneklerinin kaybolması (konuşma yetisini tamamen yitirme, kısır kalma),
Yüzün sürekli değişikliğe uğraması (yüzün tanınmayacak veya ciddi biçimde bozulacak ölçüde zarar görmesi, ağır yanık vs. sonucu deformasyon),
Gebe kadına karşı işlenip çocuğun düşmesine neden olunması (darbe nedeniyle düşük yapması, bebeğin ölmesi).
Bu sonuçlar meydana gelmişse, failin cezası iki kat artırılır. Ayrıca verilecek ceza, 86/1 kapsamı için en az 5 yıl, 86/3 kapsamı için en az 8 yıl olmalıdır. Yani bu denli ağır zararlar veren fail, durumuna göre en az 5 ya da 8 yıl hapisle cezalandırılır.
Örnek Olay: G, husumetli olduğu H’ye bıçakla saldırmış ve H’nin böbreğinin biri alınmak zorunda kalmıştır. Böbreğin alınması, bir organın işlevinin yitirilmesi anlamına gelir. Bu durumda G’nin suçu TCK 87/2-b kapsamındadır (organ işlevinin kaybı). Diyelim ki mahkeme, olayın normalde temel halini 3 yıl olarak belirlemişti; 87/2 uygulanınca ceza iki kat artırılarak 6 yıla çıkacak ve 5 yıldan az olamayacağından zaten 6 yıl fiilen uygulanacaktır. Eğer H, G’nin örneğin kardeşi ise ayrıca 86/3-a da devreye girer; fakat ceza artırımları kanunen bir kez uygulanacağı için burada esas olan 87/2’nin ağır yaptırımıdır.
TCK 87/3 – Kemik Kırılması veya Çıkığı
TCK 87/3 fıkrası, kasten yaralama sonucu mağdurun vücudunda kemik kırılması veya çıkığı meydana gelmesi durumunda uygulanır. Kemik kırılması, vücuttaki herhangi bir kemiğin çatlaması ya da kırılması halidir; çıkık ise eklem yerinden çıkmasıdır. Bu durumda kanun, yukarıdaki (86. maddeye göre) cezanın, kırığın veya çıkığın mağdurun hayat fonksiyonlarına etkisine göre yarısına kadar artırılabileceğini öngörmektedir. Yani hakime bir takdir aralığı bırakılmıştır: Kırığın ağırlığına ve mağdurun yaşamındaki etkisine (örneğin basit bir parmak kırığı mı, yoksa kaburgaların kırılıp kalıcı sorun yaratması gibi ağır mı) bakılarak ceza %0 ila %50 arasında artırılır.
Yine burada da, eğer kırık oluşan olayda aynı zamanda 87/1 veya 87/2 kapsamına giren başka neticeler de varsa (örneğin yüzünde sabit iz + kemik kırığı), her ikisi birden değerlendirilecektir.
TCK 87/4 – Yaralama Sonucu Ölüm Meydana Gelmesi
TCK 87/4 fıkrası, kasten yaralama fiili sonucunda mağdurun ölümü meydana gelirse uygulanır. Bu durumda failin işlediği suç, netice itibariyle öldürmeye yakın bir cürüm halini alır, ancak failin öldürme kastı olmadığı kabul edilerek ceza, kasten öldürmeden daha hafif fakat normal yaralamadan daha ağır olacak şekilde belirlenir. Kanunda: “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse; yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Burada birinci fıkraya giren haller derken, suçun basit hali kastedilir. Üçüncü fıkraya giren haller ise nitelikli yaralama kapsamında iken ölüm meydana gelmesidir. Dolayısıyla iki ayrı ceza aralığı vardır:
Basit yaralama sonucu ölüm: Ceza 8 – 12 yıl hapis.
Nitelikli yaralama sonucu ölüm: Ceza 12 – 18 yıl hapis.
Bu cezalar, kasten öldürme suçunun cezasından (müebbet hapis) düşüktür çünkü failin öldürme kastı yoktur, ancak netice ölüm olduğu için basit yaralamaya göre çok yüksektir. Örneğin bir kavgada iteklenen kişi düşüp başını vurmuş ve ölmüşse, iten kişinin kastı öldürmek olmasa da 8 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezası alabilecektir.
TCK 88 – İhmali Davranışla Kasten Yaralama Suçu
TCK 88. madde, kasten yaralama suçunun ihmal suretiyle işlenmesi halini düzenler. İhmali davranış, failin yapması gereken bir hareketi yapmayarak (ihmal ederek) sonucu gerçekleştirmesidir. Normalde yaralama suçları icrai (aktif) davranışlarla işlenir; ancak bazı durumlarda failin eylemsiz kalması da yaralama kastıyla birleşebilir. Madde metni şöyledir: “Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.”
Bu hükme göre, eğer biri ihmaliyle (yapması gereken bir şeyi yapmayarak) başka bir kişinin yaralanmasına sebep olursa, normalde alacağı ceza daha düşük olacaktır. Cezada üçte ikisine kadar indirim, örneğin 9 yıl ceza verilecek bir olay ihmali davranışla gerçekleşmişse cezanın 3 yıla kadar indirilebilmesine imkan tanır.
İhmali davranışla yaralama suçuna örnekler: Failin belirli bir garantör (yükümlü) sıfatı olmalıdır ki yapmadığı bir hareketten sorumlu tutulabilsin. Örneğin bir anne-babanın çocuğuna bakma yükümlülüğü vardır; kasıtlı olarak çocuğa yiyecek vermeyip çocuğun sağlığının bozulmasına yol açarlarsa bu ihmali davranışla yaralama olabilir. Ya da bakıma muhtaç bir hastaya bakan hemşire, kasti olarak hastaya ilaçlarını vermeyip hastanın ağır hastalanmasına sebebiyet verirse ihmali yaralama gündeme gelir.
Örnek Olay: Bakıcı olarak tuttuğu yaşlı adamı kasti biçimde ihmal eden, günlerce yemek vermeyip susuz bırakan bir kişi düşünelim. Yaşlı adam bu nedenle bitkin düşüp ciddi sağlık sorunları yaşamıştır. Failin bu ihmali, yaralama kastıyla hareket ettiğini gösteriyorsa (yani “nasıl olsa bakımsızlıktan hastalanacak, zarar görecek” bilinciyle yapmışsa), TCK 88 uygulanır.
Kasten Yaralama Suçunda Soruşturma ve Yargılama Süreci
Yukarıda suçun tanımı ve ceza boyutları ele alındıktan sonra, kasten yaralama olaylarında mağdurların ve faillerin yasal süreçte neyle karşılaşacaklarını da kısaca belirtelim:
Şikâyet Süresi: Basit yaralamanın şikayete bağlı hali (TCK 86/2) için mağdurun 6 ay içinde şikâyet hakkı vardır. Nitelikli veya ağır neticeli yaralamalar şikâyete tabi değildir; mağdur şikâyet etmese de kamu davası açılır. Ancak mağdurun şikâyeti elbette soruşturmayı hızlandırabilir, delillerin toplanmasını tetikleyebilir.
Uzlaşma: Yukarıda değinildiği gibi sadece 86/2 kapsamındaki hafif yaralama uzlaştırmaya tabidir. Mağdur ve fail uzlaşırsa ceza davası sona erer. Uzlaşma, genellikle maddi-manevi tazminat ödenmesi, özür dilenmesi gibi anlaşmaları içerir. Nitelikli yaralama ve ağır neticelerde uzlaşma yoktur.
Koruma Tedbirleri: Özellikle aile içi şiddet vakalarında (eşe karşı yaralama gibi) mağdurun korunması için 6284 sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma, koruyucu tedbirler uygulanabilir. Ceza davasından bağımsız olarak, mağdurun güvenliği için hakim, failin belli bir mesafeden yaklaşmaması, evden uzaklaştırılması, iletişim kurmaması gibi önlemler alabilir.
Yargılama Makamı: Kasten yaralama suçu davaları Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümlerince, suçun niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemelerinde görülür. Ancak neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama sonucu ölüme neden olma gibi durumlarda ceza üst sınırı yüksek olduğu için Ağır Ceza Mahkemesi görevli olabilir. Genel kural olarak, TCK 87/4 (ölüm) Ağır Ceza’da, diğer yaralamalar Asliye Ceza’da yargılanır.
Deliller ve Raporlar: Bu tür davalarda adli muayene raporları, darp raporları, fotoğraflar, tanık ifadeleri kritik delillerdir. Mağdurun aldığı yaraların niteliği (basit mi, hayatı tehlike yaratmış mı, kemik kırığı var mı vs.) genellikle Adli Tıp raporlarıyla belirlenir. Yargılama sırasında tarafların iddiaları bu raporlara göre değerlendirilir.
Zamanaşımı: Kasten yaralama suçunun temel hali için zamanaşımı süresi (dava düşme süresi) genellikle 8 yıldır. Nitelikli ve ağır neticelerde bu süre 15 yıla kadar çıkabilir. Mağdurun şikâyetini geri çekmesiyle kamu davası düşmez (eğer şikâyete tabi değilse), ancak uzunca bir süre geçer ve dava açılmazsa zamanaşımı dolabilir.
Tazminat Davası: Mağdur, ceza davasından bağımsız olarak veya sonrasında, uğradığı zararlar için manevi tazminat ve varsa maddi zararların tazmini için hukuk mahkemelerinde (Asliye Hukuk Mahkemesi) dava açabilir. Ceza davasındaki mahkumiyet kararı, hukuk davasında güçlü bir delil olacaktır. Örneğin yaralama nedeniyle iş göremez hale gelen bir kişi, failden hem ceza almasını hem de kendisine maddi, manevi tazminat ödemesini talep edebilir.
Son Söz
Kasten yaralama suçu, ne yazık ki ülkemizde hem kamuoyunda hem de adliye koridorlarında en sık karşılaşılan şiddet olaylarından biridir. İster bir anlık öfkeyle atılmış bir tokat, ister sistematik bir darp sonucu oluşan kalıcı bir hasar olsun her bir vaka, insan hayatına doğrudan etki eden ciddi bir hukuki süreci beraberinde getirir. Türk Ceza Kanunu’nda bu suç, detaylı biçimde düzenlenmiş olsa da; mağdurun uğradığı zararla orantılı bir adaletin sağlanabilmesi, çoğu zaman yalnızca yasa maddelerini bilmekle değil, bu maddeleri doğru yorumlayıp uygulamakla mümkündür.
Yukarıda aktarılan bilgiler, kasten yaralama suçunun sadece hukuki yönlerini değil, aynı zamanda insan hayatında nasıl derin izler bırakabileceğini de göstermektedir. Ancak bazen mağdurlar, haklarını arama konusunda sorun yaşayabilirler; bazen sürecin karmaşıklığı, soruşturma kapsamında nelerin lehe veya aleyhe olacağı, yasal sürelerin takibi, delillerin sunulması gibi süreç konusunda hak kaybına uğrayabilirler. Bu noktada, bir avukat desteği almak bir zorunluluk haline gelebilir.
Comments